Bulimi ve Anoraksi

Bu iki hastalık birbirinin tersi gibi görünse de, yeniyetmelerde birisi diğerini tamamlar. Genç kız önce uzmanla­rın “dis morfo fobi” dedikleri, kendisi hakkında kötü bir imaj geliştirir. (Genç kızların yüzde 35’i vücutlarını sev­mezler). Kendi görünümünü reddetme onu rağbet edilen bir incelik standartına bağımlı kılar. Bu standarta uymak için de gönüllü olarak yemeden içmeden kesilir.

Bu, anoreksik dönemdir. Ardından karnı acıkır, açlık kabul edilmez hale ulaşın­ca, kendini alamadan yemeğe başlar. Bu, bulimik dönem­dir. Bu tıkınma aşamasını kendini kusturma, laksatif veya diyuretik ilaçlar alarak tuvalete çıkma veya iştah kesici ilaçlara yönelme takip eder.
Bu çok tehlikeli bir tablodur. Çünkü potasyum oranının düşmesi kişiyi her etkiye açık hale getirir ve kalp ritimle­rinde bozukluk ve kaslarda yorgunluk hissi ortaya çıkar. Bu tür beslenme bozuklukları diğer ülkelerde (özellikle İn­giltere ve anoraksiABD’de) daha fazla görülüyor, çünkü bu ülkele rin yemek kültürleri zaten çok zayıftır. Fransa’daki istatis­tiklere göre, öğrencilerin yüzde 6’sında bulimi, genç kızla­rın yüzde 3.4’ünde anoreksi bulunmuştur.
Bulimiklerin tedavisinde ilerlemeler kaydedilmiştir. Ancak anoreksikler, sık sık hastaneye yatırılmalarına rağ­men tedaviye kolay cevap vermemektedirler.

PAYLAŞ
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış.

Sayfa başına git