Gerçek Ölüm Nedir İnsanın Öldüğü Nasıl Anlaşılır?

Gerçek Ölüm- Ölümün tanımı
Yaşamın asıl özelliği kendisine sorulduğunda Eflatun, şöyle cevap vermişti: “Ölüm… Bir insanın öldüğünü, onun artık yaşamadığını söylemekten başka nasıl ifade edebiliriz?” Bu cevap yanlış değil ama, tatmin edici olmaktan uzaktır.

Bunun zaten gözle görülen bir durum olması, ölümün gerçek tanımı
konusunda belli bir bilgisizliği ortaya koymuyor mu? Getirdiği felsefi düşüncelerin ötesinde, ölüm olayı doktor için problemli bir durumdur. Gerçekten de, bir insanın ölmüş olduğuna karar
vermek doktorun işidir. Bu probleminin çözümü oldukça zordur:

• Eğer hasta koma halinde ise görünüşte ölmüş fakat, reanimasyonla hayata döndürülmesi mümkün olan
insanla, bir veya daha çok hayati noktası tahrip olmuş gerçek ölüm halindeki insanı birbirinden ayırmak gereklidir.

Diğer taraftan ölünün bir organı  nakledilecekse, bu organin bozulmaması için ölümden sonra hiç vakit geçirmeden nakil yapılmalıdır. Onun için kişinin ölümünün kesin bir şekilde belirlenebilmesi gerekir. Ölen bir insanın bütün fonksiyonları aynı anda kesilmez, çünkü bütün organlarla hücreler aynı anda ölmez. Bazıları bir süre için elverişsiz koşullarda yaşayabilir.

O halde ölüm canlı organizmanın çeşitli elemanlarını birleştiren bağların birbirinden kopması olarak kabul edilir. Bu kopma vücudun ana fonksiyonlarindan bir veya daha fazlasını kaybetmesi ile olur.
O ana kadar iyi olup da, kalbi ve solunumu aniden duran bir kimseye yapılacak canlandırıcı hareketler de fayda vermiyorsa, o kimsenin ölmüş olduğu söylenebilir (kan dolaşımı durduğu için hücrelere oksijen gitmez ve ciğerlerde oksijen yenilenmediği için 4 dakika oksijensiz kalan hücreler anında
ölür).

Buna karşılık, koma halindeki hastalarda bu işaretler yeterli olmayıp kesin bir ölüm anlamı taşımazlar, bu tür hastalarda böyle durumlar görülürse de bazı şartlarda canlandırılmaları mümkündür.

Ölümün belirtileri: O halde, doktor kişinin ölü olduğuna karar vermek için, birçok kriteri
incelemelidir:

– Kasların gevşemesi; Göz ve anüsteki büzücü kasların genleşmesi;

– Çene düşmesi;

– Duyarlılığın tamamen yokolması;

– Solunumun durması;

– Dolaşımın durması;

Elektrokardiyogramın düz çizgi vermesi; Deri altına floresan bir madde enjekte edilerek, göz kontrol edilir.

Eğer göz akı sararır ve yeşil bir parlaklık verirse, hâlâ vücutta kan dolaşımı var demektir;
Eğer bir saatlik incelemeden sonra kararsızlık sürüyorsa ve olay hastanede geçiyorsa, atardamarlardan birine hafif bir çizik atılarak kanın pıhtılaşıp pıhtılaşmadığı kontrol edilebilir.

Elektroensefalogramın düz çizgi vermesi ise, bir insanın ölümüne karar vermek için yeterli değildir.

Sonuç olarak, ölümden önce sağlıklı olan kimselerde ölüm olayına karar vermek kolaydır. Kan dolaşımının devam süresinin büyük önem taşıdığı koma halindeki hastalarda ise, bu kararı vermek daha zordur.  Aynanın üzeri buğulanmazsa, hasta soluk almıyor demektir.

PAYLAŞ
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış.

Sayfa başına git