KARACİĞER

KARACİĞER. Karaciğer, vücudun en büyük organıdır. Anatomisi: Diyaframın altında, sağda bulunan karaciğerin ön yüzünü kabur­galar örter ve üst kubbesi, altıncı ka­burgaya ulaşır. Yaklaşık olarak 1500 gr. ağırlığında, yumuşak bir organdır. Ta­nımlamada kolaylık sağlamak için dört parçaya bölünmekteyse de, aslında bir bütündür. Karaciğere kan, karın aortu­nun bir dalı olan hepatik atardamar, barsaklardan kan getiren portal toplar­damar yoluyla sağlanır. Karaciğere ge­len kanın beşte birini, karaciğer atar­damarı, geri kalan beşte dördünü ise por­tal toplardamar iletir. Karaciğerin kanı da, karaciğer toplardamarı yoluyla alt vena kava’ya gider. ^Karaciğerde, kılcal damarlar yerine, ufak kan boşlukları olan sinusioidler vardır ve her bir sinu-soidin, portal toplardamar ve hepatik atardamar dalı olan damarları vardır. Sinusoidlerin duvarlarını karaciğer hücreleri yapar ve kan toplardamarlarca toplanmadan, bu hücrelerden geçer. Bir­birinden belirli bir şekilde ayrılmamış olmakla beraber, karaciğer on iki fonk­siyonel parçaya bölünür. Her bir bölü­mün, bir portal toplardamar bir hepa-tik atardamar, bir hepatik toplardamar ve bir de hepatik kanal dalı vardır ve karaciğerin bazı bölümlerini, diğerlerini zedelemeden, cerrahî yoldan çıkartmak bu suretle mümkün olabilmektedir. He­patik kanaldan safra geçer ve bölümle­rin kanalları bir araya gelerek, karaci­ğerden sağ ve solda birer adet kanal halinde karaciğeri terk eder. Karaciğerin dışında, bu iki kanal birleşip, safra ke­sesi kanalıyla bir arada tek bir safra yo­lunu yaparlar.
Görevi: Karaciğer, yaşam için gerekli birçok kimyasal reaksiyonun gerçekleşti­ği (sentez veya yıkım) yer aldığı organ­dır: Organizma, karaciğeri olmadan ya­şayamaz. Karaciğerin başlıca görevleri, protein, yağ ve karbonhidratların yapı­mı, yıkımı ve depolanmasıdır. Burada, ayrıca, bazı hormonlar yıkılır, ilaçlar değişime uğrayıp atılır, üre yapılır, safra salgılanır, A, D, E, K vitaminleri depo edilir. Karaciğerin fonksiyonları çok, çe­şitli ve karmaşık olduğundan, hepsini laboratuvarda analiz etmek olanaksızdır ve ancak belirli bir seri test yoluyla ka­raciğerin durumu teşhis edilebilir ve te­davi yönetilir. Karaciğerdeki kimyasal olaylar, hepatik lobül hücrelerinde oluş­maktadır. Her bir hepatik lobül, bir grup sinusoidle, bunları çevreleyen hepatosit-lerden oluşmuştur. Kanı toplayan hepa­tik toplardamarcıklar, lobüllerin merke­zindedir, vücuttan temiz kanı getiren hepatik atardamarın dallarıyla, barsak-lardan yiyecek taşıyan portal toplarda­marın dallan ise, lobüllerin çeperindedir ve bunlarla birlikte, safra kanalcıkları da burada bulunur. Karaciğerde bol mik­tarda fonksiyonel doku yedeği vardır ve çok fazla karaciğer dokusu yıkımıyla so­nuçlanan hastalıklar, ya da karaciğerin büyük bölümünü çıkarmaya yönelen ameliyatlar sonrası dahi, kalan bölümle yaşam sürdürülebilir, fakat bu durumda, normal bir karaciğer çabukluğuyla toksik maddelerin yok edilmesi beklenemez. Bundan ötürü, ağır karaciğer iltihabı va­kalarından sonra, alkole dayanıklılık azalmaktadır. Ayrıca, açlık karaciğeri (normal proteini, yağ ve karbonhidratı az olan karaciğer) hastalığa karşı, nor­mal bir karaciğerden daha az dayanıklı­dır. Yeterli beslenmiş karaciğer hücre­lerinin, kendi kendini yenileme yeteneği, olağanüstüdür.

PAYLAŞ
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış.

Sayfa başına git