Aşkın kimyası çözüldü!

İnsanoğlu var olduğundan bu yana aşk da var olmuştur hep. Aşk ki insanı yaşama bağlar, aşk ki karşılıksız olduğunda  insanı odalara hapseder. Aşk öyle bir şeydir ki üzerine neredeyse söylenmedik söz kalmamıştır. En güzel şiirler aşk şiirleridir. Tüm şairler aşkın kimyasını çözmeye çalışmışlar, onun üzerine yüz yıllardır felsefe yapmışlardır.

Onu gördüğünüzde dizlerinizin bağı çölüyorsa,  o yanınızda yokken onunla ilgili türlü türlü hayaller kuruyorsanız , ondan başka hiçbir şey düşünemiyorsanız siz aşıksınız demektir.  Bu saydıklarımız aşkın görünen ilk  belirtileridir.

Gazali bir gazelinde sevgilisine şöyle sesleniyor: “Zülfünün bir tek telini görenlerin bahtı siyah olurmuş / Zülfünün bir tek telini göreydim de / benim de bahtım siyah olaydı”  işte aşk budur, işte uzaktan sevmek , ona dokunamadan aşkını sürdürebilmek budur. Oysa günümüzde öyle mi? Herkes birbirine “seni seviyorum” u kolaylıkla hissetmeden söyleyebiliyor. Günümüzde maalesef aşklar da yozlaştı.

askFakat biz bu yazımızda aşkın kimyası üzerinde duracağız . Aşık olduğunuzda kimyasal olarak bünyenizde ne gibi değişiklikler oluyor? İnsan istediği zaman aşık olup istediği zaman aşkından vazgeçebilir mi? Yani aşk bizim kendi irademizde midir? Her yaz, yaz aşkı yaşayabilir miyiz? Neden bazıları sürekli aşık olurken bazıları aşkı hiç tadamıyor? İşte bu yazımızda uzman gözüyle bunların cevabını vereceğiz.

Aşık olduğumuzda vücudumuzda neler oluyor?

Yeni  aşıkların bir çoğu vakitlerinin % 90’ını aşık oldukları  insanı düşünmekle geçiriyor.  Bu onların bizzat kendi sözleri. Beyinlerindeki milyarlarca sinir hücresinde kalp çarpıntıları uçuşuyor. Bu aşk halini Alman antropolog Helen Fisher yaptığı bir klinik araştırmayla ipatladı. Deneklerinin beyinlerindeki kan akışını gözlemleyen Fisher’in vardığı netice şu şekilde: Tutku ne kadar çok artarsa, beyinde heyecan ve keyif hissini salgılamaya yarayan hormonlar daha fazla uyarılıyor ve aktif duruma geliyor. Dopamin, noradrenalin ve phenylethylamin maddelerinin daha çok salgılanması ile ellerimiz fazla çok terliyor, nefes alıp verme artıyor, tansiyonumuz ve nabzımız artıyor! Aşık olan kişilerin çoğunlukla yemeden içmeden kesilmesi, uykusuzluk çekmesi en çok karşılaşılan durumlar arasındadır. İşte tüm bunların sebebi de aslında bu çok çalışan hormonlar.  Bu hormonlar yüzünden hem hiperaktif bir duruma geliyoruz, hem yemiyoruz içmiyoruz hem de uyku düzenimiz alt üst oluyor. İşte bu nedenden dolayı da ilişkimize daha bağımlı bir duruma  geliyoruz. Eğer söz konusu olan platonik bir aşksa o zaman tam anlamıyla aptallaşıyoruz. . Buna duruma hiç de şaşırmamak gerek,  diyor uzmanlar. Zira halüsinasyona sebep olan ilaçlar, beynimizde salgılanan ‘phenylethylamin’ maddesini de barındırıyor.

Aşık olmak bir çeşit hastalık mıdır?

Bir anlamda evet! Fakat bu, aşıkı yaşamayın manasına da gelmiyor tabi ki. Uzman H. Fisher’e göre aşk bir  takıntılı olma durumu. Olayın temelinde bu var. Kontrol edilmesi ya da önüne geçilmesi neredeyse imkansız. Aşık olanların aşık oldukları kişiye karşı hissettikleri bu takıntılı halin sebebini  Pisa Üniversitesi’nden Uzman D. Marazziti de araştırmış. Marazziti, psikolojik dengeyi sağlayan serotonin hormonunun kandaki oranını  incelemiş. Zira serotonin miktarı düştüğünde bünye de mahf oluyor. Uzmanın vardığı neticeye göre aşık olanlarda serotonin oranı normal değerin %40 altında. Zaten dengede olmayan insan psikolojisi, bir de sevdiğinden ayrı kalırsa, iyice altüst oluyor. Bunalım, korku ve anksiyete meydana geliyor… Marazziti bu durumu ‘mikroparanoya’ olarak tanımlıyor.

Aşık olmak öğrenilebilir mi?

Aşık olan kişilere sorduğunuzda ‘tesadüfen oldu’ şeklinde cevaplar sizi. Psikologlarsa bu konuda yapabileceğiniz kolay şeyler olduğunu belirtiyor.  Örneğin, dışarıya açılmak, bir arayış içersinde olduğunuzu başkalarına belli etmek çok işe yarıyor. Bilimsel olarak da mühim olan, dopamin sistemini harekete geçirmeyi başarmak! Küçük bir yakınlaşma dahi aslında beyindeki dopamin seviyesini artırıyor.  Fakat bunun için de seçici olmamayı tavsiye etmiyoruz. Aşkınızı karşılıklı yaşamanız dileği ile.

PAYLAŞ
Aşkın kimyası çözüldü! Konusuna 3 Yorum Yapıldı
  1. deniz dedi ki:

    merhaba benımde bi sorum olacak yardımcı olursanız cok sevınırım. ya ben cok tuhaf duygular ıcındeyım bunun adı ask mı baska bişey mı anlayamadım. ve şöyle bi durumda var eger bu asksa karsılıksız olma ıhtımalıde var ve bılıyorum karsılıksız olursa cok uzulucem.:( ben 20 yasındayım o ise 25 yasında aramzdakı yas farkını sorun edebılır mı. yanı erkekler ıcın yas sorunmudur sizce? daha önce kendımden bu kadar buyuk birisiyle beraber olmadım o yuzden kafam cok karısık. heran onu görmek istıyorum hep onu beklıyorum, geldıgınde ise benımle ılgılensın güzel seyler söylesın istıyorum ya gercekten cok zor durumdayım bu ask mı yoksa gecıcı bişey mı? ve onun hayatında birisi var mı yok mu henuz bılmıyorum bana gayet yakın davranıyor ama bu yakınlık hoslandıgı ıcın mı yoksa arkdsı olarak sevdıgı ıcın mı bunu anlayamıyorum. aslında ara ara ıltıfatlar edıyor ama ben yanlıs anlarım umutlanırm dıye ıltıfat oldugunu dusunemıyorum. bana deger verdıgınden emınım ama ne anlamda oldugunu anlayamıyorum işte.:( o yanımdayken kendımı hem mutlu hemde cok mutsz hıssedıyorum cunku ona daha cok baglandıkca uzulmekten korkuyorum. ama basbasayken bana daha yakın davranıyor işte bu ne anlamda anlayamıyorum ouff cıldırıcam lütfen bi yorum yapın sımdıden tesekkur ederım..

  2. candan dedi ki:

    Merb. nurcan hanım,
    Bu tarz kişilikte insanlar vurdumduymaz, bencil karakterde ve kimseyi umursamazlar. Evlenelim dediğinde bunu asla yapmayacağını ve sadece anlık kandırma amaçlı olduğunu umarım şimdi anlamışsınızdır. Geri kalan döneminizde biraz peşinizden koşmasına izin verin ve hiç ummadığı bir anda onu terkedin. Belki biraz acı çekebilir fakat yeni biriyle tanıştığınızda hemen unutabilirsiniz. Buna eminim.. Kolay gelsin..

  3. NURCAN EROL dedi ki:

    merhaba sevgili arkadasım benim bir sorum olacak size,ben 44 yasında,yaşkompleksi olan,çapkın ve çoğu zaman duygusuz olan birini seviyorum.ona duyduğum saf ve temiz sevgimden oda emin evli olmasına rağmen menfaatsiz ve şartsız onunlayım.bana manevi birşey veremediği gibi maddide çok cimri.ama umrumda olan tek birşey var o ise ondan nasıl nefret edebilirim .evli birini sevmek onurumu gururumu incitiyor,karşılıksız olmasıda cabası zaten.bana yardım edin.evlenelim diyor,diğer yandan ise psikolojim bozuktu demiş olabilirim diyor.beyefendi diş dr,,u mesleki açıdanda hakkında her yönden yorum yaparsanız ikimiz hakkında sevinirim .saygılar

Sayfa başına git