Güzellik

Banyodan çıktıktan sonra tertemiz ol­manıza ve mis gibi kokmanıza rağmen, deodoran kullanmanın neye yarayaca­ğını belki sorarsınız. Sıkıştırıcı etkisi olan ve yağdan arınmış bir ciltte daha da çok etki yapan deodoran, banyodan sonra derinin açılan deliklerini sıkıştırır ve yeniden terlemeyi önler. Eğer az terliyorsanız, sadece kokuyu önleyen bir deodaran kullanmakla yetinebilirsiniz....
Tüyleri, cildi tahriş etmeden temizle­mek gerekir. Bu nedenle bu iş banyodan çıkar çıkmaz yapılırsa en uygun zaman seçilmiş olur. Erkekler de banyodansonra sakalları iyice yumuşamış oldu­ğundan, daha kolay traş olmak için, hep banyodan sonra traş olurlar. Su tüyleri şişirir, sabun köpüğü de dikleştirir bu nedenle banyodan sonra traş makinesi görevini...
Banyodan sonra yapılan friksiyon deriyi dirileştirir, canlandırır, parlaklık verir, ölü derileri ve pislikleri yok ederek yumuşatır, sinirleri gevşetir ve tüm organizma üzerinde uyarıcı bir etki yapar. Banyodan önce de friksiyon yapmak faydalıdır. Kaslarda biriken artıklar friksiyon sonucunda kan tarafın­dan yok edilir, sıcaklık ve terleme ile bu olay daha hızlandırılır. Pekiyi...
Erkekler giyim konusunda kendilerine öneride bulunulmasından hoşlanmaz gibi gözükürlerse de, aslında kadınlardan bu alanda yardım beklerler. Ayrıca er­kekler iltifata karşı çok zayıftırlar. Örne­ğin saçsız bir erkeğe alnı geniş olduğu ya da elleri düzgün olduğu içirt çok yakı şıklı olduğunu söylerseniz alacağınız ce vap "Ya, öyle mi dersiniz?" olacaktır. Erkekler kabul...
Erkek de kadın gibi fiziksel yönden yor­gunluğun ve yaşlılığın etkisinde kalır, öyleyse erkek de cildinin gençliğini ve tazeliğini korumaya çalışmak zorunda­dır. Erkekler için yapılmış besleyici kremler, kırışıklık giderici ampuller, dinlendirici maskeler vardır. Uzun araştırmalar scunda bulunmuş dinlenme ve bakım yöntemleri gittikçe yayılmaktadır. Bu yöntemlerin en önemlileri, deriyi derin­lemesine temizlemek ve deliklerini...
Birkaç yıl öncesine kadar sanatçılara ya da düşünürlere özgü bir özellik olan sakal, günümüzde daha ge­niş bir kitleye yayılmıştır. Eski çağlarda sakal, yaşlıların, düşünürlerin süsü olup bilgeliği,.güçlülüğü belirtirdi. Yaşlıların sakalları çok uzun olurdu. Mısır firavun­ları takma sakallar takarlardı; kraliçeler de yetkilerini belirtmek amacı ile bazen takma sakal kullanırlardı. Eski Roma'da...
Güzellikle, erkeksi bir görünümü bağ­daştırabilmek her zaman kolay olmamış tır. Erkek yumuşak görünüşlü olmak ve­ya kadınsılıkla suçlanmak korkusundan uzun süre kurtulamamıştır. İçgüdüsü çok uzun süre bu konuda çekingen dav­ranmasına yol açmıştır. Ancak bazı çevrelerde ya da bazı bölge­lerdeki birtakım önyargılara karşın, er­keklere yönelik kozmetik sanayii büyük aşamalar göstermektedir. Her geçen...
Damıtılmış çiçek suyu veya kokulu arık su da denilen çiçek sularını elde etmek için önce çiçek suda yatırılır sonra da da mıtılır. Parfüm özü hazırlanırken, aynı zamanda bu çiçek suları da yapılır. Çi­çekler sıcak bir su buharı akımından ge­çirilince koyulaşmış olan suyun yüzeyin de yağlı bir tabaka halinde uçucu ve ko­kulu...
Sarışın veya esmer, kızıl veya kumral, canlı, cilveli, aklına eseni yapan veya düş kurmayı seven, romantik, kararlı, kararsız kadınlar gibi parfümler de çok çeşitlidir. Gerçekten de parfüm ten türüne, saate, yaşa, iklime ve hatta karaktere göre de­ğişiklikler gösterir. Bir parfüm bazı ka­dınların çevresine hafif bir çiçek kokusu yaymasını sağlarken, aynı parfüm...
İnsanoğlu genel olarak vücudunun do­ğal kokularm'ı giderdiğinden kendine öz gü kokusu yoktur; parfümler insan üze­rinde her hayvanın kendine özgü koku­sunun yaptığı görevin eşini yapar. Doğa kokularıyla insanların yarattıkları kokular karşılaştırılınca, rüzgârın söğüt dalları arasından eserken çıkardığı mü­zik notalarıyla usta bestecilerin yarattık lan senfoniler arasındaki fark kadar bü­yük bir farkla karşılaşılır....
Şişe biçimlerinin yenilenmesinde büyüketkisi olan Daum ve Lalique adlı iki cam ustasının adları belirtilmeden camcılık sanatından söz etmek olanaksızdır. 1860 yılında doğmuş olan Rene Lalique, 1900 yılında açılan Büyük Sergi'de, Japon sanatından ve sembolistlerden esinlenerek yarattığı mücevherlerle ünü nü duyurmaya başladı. Camı kalıplara dökerek biçim verme tekniğini kullanan ve bazı...
Eskiden kadınlar parfümü satın alır al­maz porselen, cam veya opalden yapıl­mış küçük şişelere aktardıkları için par­fümün satın alındığı şişeye hiç bir önem verilmiyordu. Erkekler ise hediye etmek için aldıkları parfümün güzel bir şişe içinde olmasını istiyorlardı. Parfüm satın alan bir kadın, aldığı amba laj çok şık olsa bile bu konuya...
Sayfa başına git