ANGINA PECTORIS

Anjin dö pua-trin; Kalp spazmı). Kalbi besleyen ko-roner atardamarları hastalıklı olan kişi­ler, özellikle gün başında, fazla yemek yedikten sonra ve soğuk havalarda, özel bir ağrı duyarlar. Bu ağrı, soluk kesici olup, genellikle sıkıştırıcı, bastına bir sancı olarak tanımlanır ve “sternum” denen göğüs ortasındaki kemiğin arka­sından, boyuna, göğüs iki yanına, sol kol ve aşağı karnın üst kısmına yayılır. Bu ağrı çok şiddetli olabilir, ama hiçbir zaman keskin bir sancı değildir. Göğüs­te duyulan keskin ağrılar genellikle, kalp hastalığından çok, sindirimsizlikle ilgi­lidir.
Kalp ağrısının nedeni, kalp kasına gi­den kan miktarının azalmasıdır, çünkü kas, çalışmasını karşılayacak oranda kan-lanamamaktadır. Ortaya çıkan ağrı, has­ta hareket halindeyse, onu durdurur. Bu, çok etkili bir alarm sistemidir, çünkü hasta, dinlenme halinde olunca, kalbin yükü azalır. Yükü azalan kalp için kan dolaşımı yeterli olabilir ve ağrı kaybo­lur. Hasta dinlenirken de ağrı kaybol-mazsa, bu önemli bir hastalığa işaret eder. Teşhis, ağrının karakteristik nite­liği ve elektrokardiyogram sonuçlarına göre konur.
Tedavi: Dinlenme, endişe, korku, he­yecandan uzak durmak başlıca önlem­lerdir. Hasta, kendine uygun hareket çerçevesi içinde hareket edebilmeyi öğ­renmelidir. Sigara içmek yasaklanır, fa­kat az miktarda alınan alkol yararlıdır. Doktorların çoğu, kolesterolü az olan bir perhiz salık verirler ve kan koleste­rol düzeyini alçak tutmak amacıyla da bitkisel yağların kullanılmasını önerir­ler, çünkü istatistikler, yüksek kan ko­lesterolü ile koroner hastalık arasında bir ilgi olduğunu düşündürecek sonuçlar vermektedir. Bununla birlikte, bu du­rum, hâlâ tartışma konusudur. Hastanın kilosunu azaltan bir perhiz, mutlaka hastalık belirtilerini azaltan bir önlem­dir. En etkili ilaçlar, damar genişletici nitrogliserin ve amil nitrittir. Bu ilaçlar, iki yoldan etkilidir: Koroner atardamar­larını genişletip, kalp kan akımım ar­tırırlar ve vücudun diğer damarlarını genişletip, kanın geçişinde direncin azalmasını ve böylelikle kalbin kan pompa­lama işinin kolaylaşmasını sağlarlar.
Günümüzde kalp cerrahisi bu alana da etkili olmaya başlamıştır. Bazı vaka­larda bu kalp spazmlarına neden olan koroner arterler değiştirilmekte ve has­talar normal yaşama dönebilmektedirler (By-Pass ameliyatı).
Bazı ender vakalarda, tıbbi tedavi ile ağrı kaybolmadığı zaman, kalpten ağrı uyartılarını ileten sinirler bir cerrah ta­rafından kesilebilir veya bu sinirlerin ile­tisi bir iğneyle durdurulabilir. Kalbe gi­den kan miktarını artırmak amacıyla diğer cerrahi girişimlere de başvurulmak­tadır, fakat bunların basan oranlan bi­linmez. Akıllıca ve bazen etkili olan bir diğer tedavi yöntemi de bazal metabo­lizmanın azaltılmasıdır; çünkü, bu saye­de vücudun oksijen gereksinimi azala­cak ve böylece kalbe düşen görev hafif­leyecektir. Bu amaçla, hastaya tiroid bezinde birikip tiroksin hormonu salgı­sının azalmasına neden olsun diye, rad­yoaktif iyot verilmektedir, bkz. Koroner Hastalıkları ve Tromboz.

PAYLAŞ
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış.

Sayfa başına git