GENCLİK ÇEŞMESİ

Uyulması gereken ilk kural temizliktir. Herşeyden önce temiz olmak gerekir. Temizlik öncelikle, bol bol su harca­makla olur. Mitolojide güzellik ve aşk tanrıçası Afrodit’in köpükten doğmuş olması da bu fikrimizin ne denli köklü olduğunu ispatlamaktadır. En sert iklim­li memleketlerde bile yıkanmak günlük alışkanlıklardan biri olmuştur. Günü­müzde hâlâ kuzey memleketlerinde uygulandığı gibi, böyle iklimlerde yaşa­yan insanlar genellikle hep birlikte yıkanırlar.Ortaçağ romanlarının bir çoğunda yer alan “gençlik çeşmesi”nin, içinde yıka­nan herkes üzerinde gençleştirici bir etkisi olduğu öne sürülürdü. Bu öykü de suya verilen önemin bir başka kanıtı­dır.Gezegenimizde su, havadan sonra en yaygın olan öğeyi meydana getirmekte­dir. Yaklaşık olarak yeryüzünün üçte ikisi sularla kaplıdır. İnsan vücudunda da aynı oranda yani yüzde yetmiş oranında su vardır.Saba melikesi .Belkıs’m sarayındaki şa­hane banyoyu doldurmak için kimbilir kaç kova su taşımak gerekirdi. Günü­müzün en küçük kentlerinde bile bulunan sağlık olanakları, yakın geçmi­şin en gösterişli binalarında bile bulun­mamaktaydı.

cesmeSuyun banyodaki musluktan akmasını sağlamak şaşılacak sonuçlar doğurmuş­tur. Endüstri alanında, suyu evlerimize kadar getirmek için kullanılan boruları dökmek için tüketilen madenlerin ağır­lığını sayı ile belirtmek olanaksızdır. Günümüzde İngilizlerin % 99 unun, Almanların % 98 inin, İsviçrelilerin % 96 sının, İsveçlilerin % 94 ünün, Fransızların % 92 sinin evinde akar su bulunmaktadır. Ayrıca, ingilizlerin % 7y unum, İsveçlilerin % 73 ünün, İsviçrelilerin % 69 unun, Fransızların % 49 unun ve italyanların % 29 unun evinde bir banyo küvetinin ya da duşun olduğu, Birleşmiş Milletler örgütü ista­tistiklerinden anlaşılmaktadır. Ancak memleketimizde bu oranların henüz oldukça düşük olduğunu üzülerek kabul etmemiz gerekir.Yukarıda verilen sayılar suyun evlere borularda dağıtılmasının getirdiği top­lumsal sarsıntıyı ölçmemize yardımcı olacaktır. Gitgide gelişmekte olan kent­lerimizde, hâlâ 1850 yıllarında olduğu biçimde suyu dağıtmak gerekseydi ya­şantı olanaksız olurdu. Çok yakın bir geçmişimize yaptığımız bu dönüş, bir kadının daima genç ve güzel kalmasını sağlayacak sağlık kural­larına uymasının ne denli kolay bir hale geldiğini göstermektedir. Yüzyıl önce vücut temizliği konusunda büyük bir titizlik gösterilmesi kolay değildi. İş arayan bir adamın pis olması nedeniyle işe alınmaması gerektiği fikri savunula­mazdı. Bu tarihlerde giysiler uzun ve kalındı; üstelik genellikle pek bakımlı olmayan bir vücudu örtmekte ve hoşa gitmeyen kokuları iyi kötü saklamaktay­dı. Yüz temizlemek genellikle yüzü yıkamaktan ibaretti. Gençlerin birçoğu ancak askere gittikleri zaman ayakların yıkanması gerektiğini öğreniyorlardı. İnsanlar su ile içU dışlı değildi. Hatta bazı hastalıklara suyun neden olduğu sanılmaktaydı.

PAYLAŞ
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış.

Sayfa başına git