NEVROZ

NEVROZ. Akıl hastalıkları, iki büyük grupta incelenebilir: a) Akıl hastalığı belirtileri veren organik hastalıklar, b) Sosyal uyum ve özellikle kişilerarası ilişkilerin bozukluğundan ötürü ortaya çıkan belirtiler.
Nevrozlar, (b) grubuna dahildir, (a) gru­bunun ilaçla tedavisi gerekir; (b) grubun­da ise, gerçek iyileşmeyi, uzun süreli psikanaliz tedavisi ve bazen de buna yardımcı olabilecek, kısa etkili ilaçlar sağlayabilir.
Nevrozlar, kişide var olan elverişli ka­lıtsal faktörlere, kişinin erken yaşam dö­nemlerinde yanlış olarak öğrendiği, top­luma uyum bozukluğunun eklenmesiyle ortaya çıkar. Belirli bir ailede birden fazla nevroz vakasının bulunması, kalıt­sal olmaktan fazla, o yöndeki bilinçaltı aile eğitiminden ötürüdür. Örneğin, ob-sesyon nevrozlarına belirli ailelerde daha sık rastlanmasının nedeni, bu alışkanlı­ğın çok kolay edinilebilmesidir. Nevro­za yol açabileceği varsayılan bazı faktör­ler şöyle özetlenebilir:
1. Freud’un kuramına göre (bkz. Psi­kanaliz), asıl neden, ilkel dürtülerin, da­ha gelişmiş, toplumca verilmiş dürtüler-ce kontrol edilememesidir. Örneğin, yaş­lıca, evlenmemiş bir kadının hissettiği, yatağının altında adamların saklanmış olduğu t korkusu, kadının bu yöndeki is­teklerinin gereken şekilde bastırılamama-sından doğmaktadır.
2. Alfred Adler ve Freud kuramlarına göre, nevrozların temelinde, kişinin gü­cünü kanıtlamak isteğiyle, bunu gerçek-leştirememek endişesi yatmaktadır. Bu açıklamaya göre, nevrotik bir insan, aşa­ğılık kompleksinin doğurduğu endişeyle, bu duygusunu gizlemeye çalışan, ya da bu durumun ortaya çıkardığı güçlükler­den “hastalık taklidiyle” sıyrılmaya yel­tenen kişidir.
3. Daha yeni inanışlara göre, nevrozlar­da, kişilerarası ilişkilerin bozukluğu önemli bir rol oynamaktadır. Basit ola­rak nevroz; kişilerarası ilişkilere karşı, yanlış bir tutumdur.
Nevrozlar, şu sınıflara ayrılabilir:
1. Endişe halleri: Burada, belirli bir ne­den olmaksızın, genel bir endişe hali gö­rülür. Bundan ötürü de, korkuya ilişkin organik belirtiler (çarpıntı, soluk kesik­liği, terleme gibi) ortaya çıkar. Kişi, de-lireceğinden korkar, elleri ve vücudun­da titremeler, fobi denen mantıksız kor­kular (kapalı yerlerde klaustrofobi, açık yerlerde agorafobi, hayvanlardan, yük­sek yerlerden, yollarda karşıdan karşıya geçmekten korku, vb. gibi) belirir.
2. Konversiyon isterisi: Başlıca belirti, organik temeli olmaksızın, hastada organik bozuklukların (körlük, sağırlık, yazı yazamamak vb.) bulunmasıdır. Günü­müzde, kişilerin bu yönden daha fazla aydınlatılmış olmasından ötürü, bu çeşit nevroza, geçmiş yıllarda olduğundan da­ha az rastlanır.
3. Obsesyon durumları: Hastada, genel­likle mantıksız birtakım hareketler yap­mak ya da bir düşünce sistemine uymak zorunluğu belirir. Örneğin, yolda yürür­ken, hasta, elektrik direklerini ellemek zorunluğunu duyar, sihirli özelliği oldu­ğuna inandığından, belirli bir sayıya ka­dar saymak zorunluluğundadır. Burada­ki asıl inanç, “şunu yaparsam …… ola­bilirdir. Beklenen ikinci olay, iyi ya da kötüdür.
4. Kişilik bozuklukları: Burada, hasta­nın, kendini ve çevresini tedirgin edecek şekilde, kişilerarası ilişki bozukluğu var­dır. “Kötü talihinden ötürü” daima yan­lış bir evlilik yapan kadın, gerçekte bu tür bir nevrotiktir.
5. Psikosomatik hastalıklar: Burada, ki­şideki gerginlik hali, sonunda ciddi ve bazen de öldürücü organik hastalıklara (örneğin, duodenum ülseri) yol açar. Tedavi: Nevroz ve psikonevrozlarda seçilecek tedavi, psikoterapidir. Hasta, böylelikle, kendini ve sorunlarım, yeni bir görüşle, baştan inceleyebilecektir. Ayrıca, kişilerarası ilişki yönünden de, hastanın sorunlarını ele alması gerekir. Gerçekten, herkes, çeşitli derecelerde, nevrotiktir ve tıpta, yalnız daha pratik olduğundan, ancak çevresini tedirgin edene nevrotik sıfatı verilir. Bundan ötü­rü, genellikle toplumca kabul edildiğin­den, dikkati çekmeyen ciddi bir nevro­tik, yanlış olarak, bu şekilde tanımlan­mayabilir. Örneğin, devamlı temizlikle il­gilenen bir ev kadınının davranışı nev­rotik olmakla beraber, çevresini rahatsız etmediğinden, “nevrotik” diye adlandırıl­maz. Bu vakalara iyi gelebilecek, “si­nirleri kuvvetlendiren” ilaçlar yoktur. Ayrıca, bu tür kişilerin, tatil yapması, dinlenmesi de durumu kesin olarak dü­zeltici değildir, çünkü rahatsız eden iş ve çevreden uzaklaştığı zaman kendini iyi hisseden nevrotik bir kişinin belir­tileri, eski çevresine döndüğünde, yeni­den ortaya çıkacaktır. Yatıştırıcı ve sa­kinleştirici ilaçlar, belirtileri bir derece­ye kadar etkiler, fakat asıl durumu dü­zeltemez.

PAYLAŞ
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış.

Sayfa başına git