BELSOĞUKLUĞU

Bu hastalığı taşıyan kişilerden çoğunlukla cinsel birleşme neticesinde bulaşan bir çeşit zührevi hastalıktır. Göz­deki şekli, bebeğe, bu hastalığa yakalanmış hasta anneden de geçe­mesi mümkündür. Küçük kız çocuklarında, bulaşmış havlu veya bezlerin kullanılması sonun­da gonare vajiniti belirebilir.
Nedeni: Neisseria gonorrhoeae adlı diplokoklardır.
Bel soğukluğunun Belirtileri: 2 ila 10 günlük bir kuluç­ka evresi akabinde, baylarda, üretranın penisinden gelen koyu ve sarı bir akıntı ve idrar sırasında yanma ağrı meydana gelir. Daha sonraki günlerde, hastalık tedavi edilmezse, akıntı yapışkan ve açık renkli bir hal alır ve hastalığın etkisi altına aldığı or­ganlarda ağrılar artar ve iltihaplıdır. Daha ileriki dönemlerdeyse, idrar yapmayı çok güç veya olanak­sız kılacak şekilde üretra kabuklanması ve daralması, diz, dirsek, ayak ve el bi­leğinde artrit , septisemi ile birlikte kalp kapaklarının iltihabı veya vücudun çeşitli bölgelerinde abse oluşması gibi komplikasyonlar meydana gelir. Bayanlarda, sarı vajinal akın­tı, idrar yapma sırasında sancı ve vagina ağzındaki bezlerde iltihaplanma görülür. Kronik iltihap, rahim, fallop boruları ve yumurtalıklara da yayılıp, sık düşük ol­masına, kısırlığa ve bazen de öldürücü olabilecek peritonite yol açar. Hasta an­nenin genital organlarında mevcut gonore mikrobunun doğum esnasında bebeğin gözüne bulaşması körlük nedeni olur. Ye­ni doğan bebeklerin gözlerine gümüş nitrat damlatılmasının âdet haline gelmesin­den bu yana, bebekte hastalığın gözdeki şekli (ophtalmia neonatorum) görülme­mektedir; fakat bu basit önlemin unutul­ması, en sık rastlanan körlük nedenidir. Belsoğukluğunun tedavisi, penisilinin bu­lunuşu ile çok kolaylaşmıştır; hatta bir­çok vakalarda bir tek zerk dahi yeterli olmaktadır. Ancak zaman içinde bilgi­sizce yapılan tedaviler, mikropların di­renç kazanmasına neden olmuştur; günü­müzde özellikle Kuzey memleketlerinde tedaviye dirençli türler gözükmektedir. Erken tedavi gereklidir ve kuşkula­nan kişinin, durumundan utanç duy­madan, doktora başvurması gereklidir. Bununla birlikte, üretra akıntısı şikaye­tiyle başvuranların çoğunda belirli olma­yan üretrit teşhis edilmektedir. Akut bel-soğukluğunda akıntı, koyu kıvamlı ve boldur, etkeni olmayan üretrit’te ise, su­lu, renksiz ve az gelen bir akıntı görü­lür. Buna rağmen, bütün anormal akın­tılar doktora başvurmayı gerektirir, bkz. Zührevi Hastalıklar.

PAYLAŞ
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış.

Sayfa başına git