Kolit (İshal)

Çoğunlukla “kolit”, “spazmodik kolepati”, “kolon iritasyonu” gibi teşhisler koyulan durumlarda olay, kalın barsaklarda lifli besinlere ve fermentasyonlara karşı oluşan aşırı duyarlılıktır.
Bu, acı veren spazmlar şeklinde görülür ve barsakların iç duvarlarında enflamasyon (iltihap) oluşur. Krizleri ka­bızlık veya ishal izler.
Bu durum mevcutsa ve hale de ishal ile kendini gösteri­yorsa, lif açısından zengin beslenme şarttır. Çünkü sonra­ları barsak kanserine yol açan eneksiyoniar ancak böyle önlenirler.
Enflamasyon aşamasında ciddi bir rejim şarttır.

Şunlara izin verilir:
– Ses katılmamış yağsız etler.
– Yağı alınmış beyaz jambon.
– Buharda veya kağıtta pişirilmiş yağsız balıklar.
– Yağsız pişirilmiş yumurta.
– Gravyer, kaşer gibi peynirler.
– Beyaz pirinç.
– Beyaz makarna.
– İrmik.
– Sebze suları.
– Pişirilmiş ve mikserden geçirilmiş sebzeler: Kabak, ta­ze fasulye.
– Sebze püreleri: Brokoli, ıspanak, kavuç, kereviz.
– Pişirilmiş ve kabuğu soyulmuş meyve.
– Meyve suları.
– Meyveli jöleler.
– Tereyağ, sıvı yağ, margarin.
– Gazlı olmayan maden suları.
Bu dengesiz rejim uzun süreli yapılmaz. Eğer ani bir spazmodik kolit (ağrılı ishal) durumu söz konusuysa, sorun bir taraftan basit bir taraftan komplikedir. Hasta, çektiği acı yüzünden beslenme listesiden çok fazla miktarda besi­ni çıkarıp atar. Sonuçta çok katı ve tamamen dengesiz be­sin alımını içeren bir rejim otaya çıkar.
Birçok hasta, olan bitenden sütü sorumlu tutup, süt ve tüm süt ürünlerini alımını keserler. Oysa bu çok kötü bir karardır çünkü hem kalsiyum hem de protein yoksunluğu­na yol açacaktır.
Protein ve inek sütü alerjisi diye birşey mevcuttur ama çok ender görülür ve bu tanıyı allerji uzmanı bir hekim uzun teşhis ve testlerden sonra koyabilir.Laktoza yeni süt glusidine tolerans göstermeme daha sık görülür. Ama bu fermente olmuş süt ürünlerini (yani yoğurt ve peynir) yemenize engel değildir.
Lif bakımından zengin olan besinlere gelince, kolapatların bunları sistematik olarak yememe eğilimleri vardır.
Oysa bu çok temelde yapılan bir hatadır. Çünkü lifler ishal olsun kabızlık olsun tüm barsak geçişlerindeki sorunları dü­zene koyarlar.
İyileşmek isteyenlerin kesin bir tavır almaları yeinde olur:
– Barsakları sakinleştirmek için bir hafta lifsiz beslen­meye dayanan bir rejim yapılmalı bir hafta sonra yumuşak yeşil sebzeler ve pişmiş, kabuğu soyulmuş meyvelerden başlayarak yavaş yavaş lifler alınmaya başlanmalı.
– Meyve suyu içerek C vitamini alınmalı.
– Yine yavaş yavaş çiğ sebze meyve ve salatalara geçil­meli.
– Son aşamada eğer gerekiyorsa haftada 5 gr ile kepek alımı başlamalı ve her hafta 5’er gr arttıralarak 20 grama ulaşılmalı. Bu aşamada artık rafine edilmemiş tam gıdala­ra da uzun süreli alımları için boşlanılmalı.
Baklagiller yenilirken uzun uzun, iyice çiğnenilerek ağızda amiloz salgısı oluşmasına zaman verilmelidir. Aksi takdirde pankreastaki amilaz hareketine rağmen, geriye kalan nişasta barsaklarda fermente olarak gaz ve ağrıya yol açar.
– Ağrıyı azaltmak veya gazdan kurtulmak için karbon veya kil tabletleri çiğnenebilir,
– Sancılar çok rahatsız edici boyutlardaysa hasta antis-pazmaük ilaçlar alabilir.
– Bir de şunu unutmayın: Şişmiş bir mide çoğu kez stresli bir kişiliğin göstergesidir. Eğer hal böyleyse, yeme­ğinizi sakin bir yerde, sizi sinirlendirmeyecek kişilerle ye­meğe dikkat edin. Tek başınıza yemek yemek çoğunlukla dışlanma durumunu da birlikte getirir.
– Gün içinde solunum egzersizleri yapmak da yararlıdır.
Böylece karnın iç duvarlarına bir çeşit masaj yapmış olur­sunuz. Yemeklerden sonra 10 dakika gevşemek de (relak-sasyon) yararlı olur.
Eğer sorun kişilikten kaynaklanıyorsa ve örneğin dışkı-lama kişinin varoluşunu alt üst ediyorsa bir psikoterapiste başvurmak uygundur. Günlük yaşamda hijyenik olmak, doğru beslenme ve iyi bir doktor-hasta ilişkisi sorunu çöz­mek için yeterli olacaktır.

PAYLAŞ
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış.

Sayfa başına git