Osteoporoz Nasıl Olur?

Kemik dokusu bedenimizin en ilginç yapılarından birisidir. Çünkü zamanla biraz yıkılan birazda yapılan bu sayede daima kendini yenileyen bir dokudur. Çocuklarda ve gençlerde yapım daha fazla, orta yaşlarda ise yapım kemik yıkımına eşittir. Daha İleriki yaşlarda yıkım yapımdan fazladır ve buna bağlı olarak kemik kitlesi de gün geçtikçe azalır. Osteoporozda bu denge bozulmuştur. Ya yapımdaki noksanlık ya da yıkımda olması gerekenden fazlalık söz konusudur.

Kadınlarda östrojen hormonu kemiklerin yıkımını önlemektedir. Regl kesimiyle (menopoz) östrojen hormonu azaldığından kemik yıkımı artar. 35 yaşında kemik kütlesi hayat boyunca en yüksek seviyededir. Bu yüzden o yaştaki kemiğe “pik kemik kütlesi “ denir. Kemik kütlesini bankaya yatırılmış paralara benzetirsek, 35 yaşından sonra bu miktarın üzerine çıkılması mümkün değildir.

osteoporozYani; 35 yaşında kemik bankasından emekli olmadan önce kemik miktarımızı artıracak ne yaptıysak ileride o yanımıza kar kalacaktır. Günümüzde çocuk ve genç yaşlarda gerektiği kadar kalsiyum alınmıyor, yeterince güneş ışığından yararlanılmıyor doğal olarak da kemik kitlesi düşük olur ve menopoz sonrası da bu kemik kolaylıkla kaybedilir. İleriki yaşlarımızda osteoporozla mücadelede güçlü olabilmek için erken yaşlarda kemik sağlığımızı korumak adına çaba göstermeliyiz.

Tedavi İle Kemikler Normale Döner mi?

Osteoporoz tedavisinde amaç mevcut kemik kitlesinin korunması ve / veya daha da artırılmasıdır. Ancak, osteoporotik kemikler genellikle mevcut tedavilerle tam normale dönemeyebilir. Yalnız bilinmesi gereken, kemik kaybı tedavi ile durdurulabilir, üstelik bazen bir miktar kemik kazanılabilir. Kırık riski taşıyanların teşhis ve tanı yöntemleriyle önceden belirlenmesi ve koruyucu tedbirlerin alınması ile kalça kırıkları % 20, omurga kırıklarında % 12 diğer tüm kırıklarda % 25 oranında azalma olabileceği bildirilmektedir.

PAYLAŞ
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış.

Sayfa başına git