Hazımsızlık

HAZIMSIZLIK (Dispepsi):

Bu kelime, sindirim olayı sırasında duyulan rahat­sızlık anlamına gelir. Bu rahatsızlığın ne­denleri çeşitlidir:

  • a) Başka bir olayla il­gili olmaksızın sindirim güçlüğü (fonk­siyonel hazımsızlık)-,
  • b) Mide ya da duo-denumdaki organik değişiklikler (yara gibi),
  • c) Barsak hastalığı,
  • d) Sinirsel şi­kâyetler,
  • e) Geçici şikâyetler.

Sık sık sindirim rahatsızlığı geçirenle, bir gece önce fazla yemiş içmiş olan veya hafif bir enfeksiyonu olanları ayırt etmek önemlidir. Fazla yemek içmekten ötürü olan rahatsızlıkta, yalnız biraz alkali al­mak, durumu geçiştirebilir. Sık tekrarla­yan sindirim güçlüklerinde ise, daha et­raflı araştırma yapmak gerekir. Rahatsız­lık bölgesinin tam saptanması da önem­lidir, çünkü sindirim zorluğu vakalarının önemli bir bölümü de barsak hastalık­larına bağlıdır. (Fazla müshil kullanmak, sübakut apandisit, kolit gibi). Bu gibi barsak hastalıklarını, alkali ile gidermek olanaksızdır, çünkü burada, fazla asidite söz konusu değildir. Mide ya da duodenum hastalıklarında, günün belirli bir saatinde (genellikle yemeklerden 1,5-2 saat sonra) ve aynı yerde, genellikle ka­rın üst sağ yarısında ağrının duyulması tipiktir. Bu ağrı, biraz daha yemek yemek veya alkali almakla giderilebilir. Si­nirsel dispepsi’de, gazlı mide, geğirme zorunluğu gibi, sinirsel şikâyetler vardır (ve genellikle, hastanın şikâyetlerini abarttığı oranda durumu hafiftir).

Karın ağrısının nedenini araştırmak önemlidir. Bunun için, bu ağrının önce, olup olma­dığı, düzgün aralıklarla gelip gelmediği, basit ilaçlarla geçip geçmediği, “gaz” veya “garip bazı rahatsızlıkla” birlikte bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. Be­lirtiler özel oldukları oranda, gerçek has­talığın varlığı anlaşılır. Örneğin, bir has­ta, tam göbeğinin üzerinde bir ağrı duy­duğundan; bu ağrının akşam üstleri saat beşte geldiğinden söz ederse, gerçek bir hastalığın olduğuna inanılabilir. Buna karşılık, bir hastada, “bütün karın böl­gesinde”, ‘dayanılmaz bir ağrı’ varsa ve bu ağrı ‘devamlı‘ ise, burada abartma faktörü vardır, denebilir.

Organik hasta­lığı olan kişiler, belirtilerini anlatırken sakindirler, belirtileri özgüldür, yalnız “garip bazı duygular” değildir ve bu be­lirtilerin “gaz” gibi nörotik diğer semp­tomlarla ilgisi yoktur. Duodenum ülseri­ne daha fazla 30-40 yaşlarındaki erkek­lerde rastlanır. Bu ülser, genellikle sağ­lıklı ve belirli bir tipi olan kişilerde daha çok görülür. Bu kişiler, ince yapılı, açlık duyan, çok çalışan kişilerdir. Mide ülseri olanlar ise, zayıf, daha yaşlı, bronşitli, iştahı az, mide asidi çok eksik (fazla de­ğil!) kişilerdir. Gerçek şudur ki, bazı kişiler, çiğnese de, çiğnemese de her şeyi sindirebilir, diğerleri de ne yerlerse ye­sinler, sindirim güçlüğü çekerler, bkz. Mide Hastalıkları, Sindirim Sistemi, Ülseratif Kolit.

PAYLAŞ
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış.

Sayfa başına git