Kuruyemişler ve Meyveler

Kuruyemişler, değişik oranlarda olmak üzere, pro­teinden, yağdan, şekerden, vitaminlerden ve mineraller­den zengindirler. Fındık, fıstık, ceviz ve bademin her bi­rinin 100 gramı ortalama 600-650 kalori verir. Oysa, ka­yısı, incir, üzüm ve hurma gibi kuru meyveler protein ve yağdan fakir ve yalnız, şekerden zengindirler ve bunlardan her birinin 100 gramı, ortalama 250-300 kalori verir.
Görülüyor ki, kuruyemişlerle kuru meyveler ara­sından kalori açısından bir misli fark vardır. Bu da özel­likle kuruyemişlerin kapsadıkları yağdan ve sonra da proteinden ileri gelmektedir.
Şu halde, zayıflama açısından, bu gibi yiyecekler an­cak ara sıra ve az miktarda yenilmelidir. Özellikle yük­sek kalori veren kuruyemişler…
Soğan ve Sarımsak :
Soğan ve sarımsağın —ister taze, ister kuru— in­san sağlığına çok yararlı yönleri vardır. Birçok hasta­lıkların tedavilerinde kullanıldığı gibi, önlenmelerinde de etkilidirler. Zira, her ikisinde de kuvvetli bir mikrop öldürücü yetenek vardır. Yani, bir çeşit antibiyotik gö­revi görürler. Sarmısak ayrıca, tansiyonu düzeltir, kal­bin düzenli çalışmasını sağlar, kanı temizler, romatizma ve mafsal ağrılarına iyi gelir. Sarımsağın diğer önemli bir yararı da vücuttaki bütün salgı bezlerini çalıştırır ve bunun sonucu olarak genç, dinç ve sağlıklı kalmayı sağ­lar.
Gerek soğan ve gerekse sarmısakta vitaminler ve mineraller bulunur. Ancak taze soğan vitaminlerden, ku­ru soğan ise mineral bakımından daha zengindirler.
100 gram taze soğanın kalorisi 40, kurusunun ise 350 kaloridir. 100 gram sarımsağın kalorisi ise 90’dır. Genel olarak, bunlar yararlıdırlar ve özellikle kuru soğan ol­mak üzere fazla yenilmedikleri takdirde şişmanlığa bir katkıları yoktur. Şeker ve Tatlılar:
Karbonhidratlı gıdaların bileşiminde değişik oran­larda olmak üzere şeker, nişansta ve selüloz bulunur.
Şeker, birçok meyvelerin veya bitkilerin sap ve köklerinden elde edilen Özsularından yapılır. Böylece, şeker, elde edildikleri kaynaklara ve kimyasal nitelikle­rine göre tıp dilinde adlandırılmışlardır. Mesela, meyve şekerine fruktoz, üzüm şekerine glikoz, şekerkamışı veya pancar şekerine sakaroz, meme sütünde bulunan şeke­re de laktoz denir.
Bizim çay, kahve veya tatlı ve reçel yaparken kul­landığımız beyaz şeker — toz veya kesme — saf ve yo­ğunlaşmış olarak şeker pancarından elde edilmiş şeker­dir. Gerek bu ve gerekse meyve ve sebzelerde bulunan şekerler sindirim esnasında rahat ve kolayca kana ka­rışır.
Nişansta ise buğday ve diğer tahılların tanelerinde ve dolayısıyla unlarında bulunur. Böylece, patates ve pi­rinç ile undan yapılmış ekmek ve diğer hamurlu yiye­ceklerde nişasta vardır. Sindirim esnasında enzimlerle nişasta şekere dönüşür. Şu halde, kullandığımız şekerle meyvelerdeki şeker, sindirim esnasında hemen ve kolay­ca kana geçerken, nişansta önce şekere dönüşür ve da­ha sonra kana geçer.
100 gram ekmekte 5 gram, 100 gram balda 80 gram, hurmada 72, kirazda da 16 gram şeker vardır. Diğer yi­yecek ve içeceklerin 100 gramlarında ne kadar şeker ve­ya nişansta (yani karbonhidrat) olduğunu öğrenmek için kitabımızın 13. bölümünde yer alan besin tablosuna bakmak gerekir.
Yağdan sonra şekerin (karbonhidratların) yüksek kalori verdiklerini ve şişmanlattıklarını söylemiştik. Za­yıflama açısından önerimiz şöyledir: Gerek sabah kahvaltısmda ve gerekse günün muhtelif saatlerinde içtiği­niz çay ve kahveler kalori vermezler. Ancak bunlara ila­ve edilen süt, krema ve şeker kalori verir.
100 gram şeker 400 kalori, bir gram şeker ise 4 ka­lori verir. Bizdeki kesnıeşekerlerin bir tanesi 4,5-5 gram­dır, (üreten fabrikaya ve kesnıeşekerin büyüklüğüne gö­re). 2 kesmeşeker, 9.-10 gram eder. Tozşekere gelince: Bir büyük çay kaşığı tozşeker 5 gramdır. İki kaşık ise,-10 gram eder. Bunların verdikleri kaloriler şöyledir:
1 kesmeşeker — 5 gram = 20 kalori verir
2 kesmeşeker = 10 gram = 40 kalori verir
1 çay kaşığı şeker gram = 20 kalori verir
2 çay kaşığı şeker = 10 gram = 40 kalori verir

Şu halde, eğer sabah dahil günde 6 bardak çay içi­yor ve her bardağa 2 kesme veya 2 çay kaşığı tozşeker ilave ediyorsanız, günde 240 kalori yalnız şekerden alı­yorsunuz demektir. Kuşkusuz, daha fazla çay ve kahve içiyorsanız — şekerli olarak — çok daha fazla alıyorsu­nuz.
Zayıflama rejimlerinde genel olarak şekersiz olmak üzere çay ve kahveye sınır konmaz, çünkü kalorileri yok­tur. Bugün hiçbir zararı olmayan SAKARIN önerilmek­tedir çay ve kahve için zayıflama rejimlerinde. Sakari­nin zararsız olduğu kanıtlanmıştır. Bir adet sakarin tab­leti 8 gram şekerin verdiği tadı verir.
Her ne kadar hiç kalori vermeseler de, çay ve kah­ve ile ilgili bazı bilgileri aktarmakta yarar vardır. Kah­vede, kafein vardır ve oranı kahvenin cinsinden cinsine değişir. Kafeinin fazla miktarda alınması, sinir sistemi­ni etkiler. Böylece, kalp ve sinir bozukluklarına neden olur. Çayda ise, tanen vardır. Bunun fazla açar. Bu nedenle ishalin (diyarenin) tedavisinde koyu çay önerilir.
Diğer tatlılara gelince: Hamur tatlılarında hem şe­ker ve hem de hamurun kendisi (nişasta), daha önce söy­lediğimiz gibi, sindirim esnasında şekere döner. Demek oluyor ki hamur tatlıları çift yönlü şeker sağlarlar. Di­ğer bir husus da, genellikle hamur tatlılarının içinde ve­ya arasında yüksek kalorili ceviz, veya fıstık gibi mad­delerin de bulunmalarıdır. Bu itibarla hamur tatlıları zayıflama rejimlerinde yoktur. Zayıflama rejiminde bu­lunanlar tatlı yemeyecekler mi sorusu sorulmaktadır. Yanıtımız olumlu, şöyle ki: Az şekerli muhallebi, süt­laç, jöleler, meyve salataları ve az şekerli meyve kom­postoları yiyebilirler. Kuşkusuz her gün olmamak şar­tıyla… Bunların hem kalorileri nispeten daha azdır ve hem de sindirimleri daha kolaydır.
Alkol:
Alkol elde ediliş kökenlerine göre iki çeşittir. «Me­til» alkol, odundan yapılır, dolayısıyla diğer iç/ilebilen alkole göre daha ucuzdur. Bu tür alkol sanayide ve ya­kıt için boyalı ispirto yapımında kullanılır ve içilmez. İçildiği takdirde körlük yapar, zehirler ve öldürür.
Diğer içilebilen alkol ise «Etil» alkoldür. Bu alkol şekerli meyvelerden veya nişastalı hububattan yapılır. içilebilen bu saf alkolün bir gramı 7 kalori, 100 gramı ise 700 kalori, verir. Ancak, alkollü içkiler pek çok çe­şittir ve her birinin içinde saf alkol oranı çok değişiktir. Bunları yüksek alkollü ve hafif alkollü içkiler diye iki gruba ayırmak mümkündür. Mesela viskide alkol % 80′ dir. Rakıda °/o 70’dir. Bunlar yüksek alkollü içkilerden­dir. Şaraplarda ise, cinslerine göre % 12 ile % 20 arasında değişir. Birada ise, alkol oram % 5’tir. Bunlar da hafif alkollü içkilerden sayılırlar.
İşte içkiler arasındaki bu değişik alkol oranları ne­deniyle, aynı miktarda da olsalar, alkollü içkilerin ka­lori değerleri aynı değillerdir. (Alkollü içkilerin, alkol oranları ve verdikleri kaloriler, kitabımızın 13’üncü bö­lümünde yer alan tablo Il’de gösterilmiştir).
Alkolün, az miktarı yararlı, fazlası ve özellikle yük­sek oranlısı sağlığa zararlıdır ve zehirleyicidir. Yüksek oranlı alkol, fazla ve sürekli alındığında beynin yanı sı­ra karaciğer, böbrek ve diğer organların hastalıklarına ve hatta ölüme neden olmaktadır. Bu duruma «Alkol Ze­hirlenmesi» denir ve bu alkol düşkünlüğünün sonudur.
Alkolü, sağlık açısından sonra şimdi de zayıflama açısından ele alalım. Kalorisi nispeten düşük ve az mik­tarda alkolün ardısıra alınmasının etkisi hafif ve geçi­cidir. Bu şekilde alman alkolün vereceği kalorinin de fazla önemi yoktur. Mesela, arasıra içilen bir su bardağı biranın ortalama kalorisi 100-115 kaloridir. Bu 100 gram ekmekten, 100 gram etten ve 100 gram peynirden daha azdır.
Rakıya gelince, iş değişir. Önce rakı mide salgısını artırır ve iştahı açar. Dolayısıyla daha fazla yemek ye-dirir. Rakı ile ilgili bir husus da, rakıyı, bol ve çeşitli mezeler yiyerek, içmek de yerleşmiş bir gelenektir, bizde. 100 cc. rakı 250 kalori, 50 cc. ise 125 kalori verir. Bir su bardağı 240 cc, bir limonata veya viski bardağı ise 200 Cc. dır. Şu halde bir limonata bardağının dörtte biri 50 cc. bizim rakı şişeleri 700 cc. İlktir ve genel olarak iç­kili yerlerde bir şişeden 14 tek çıkarırlar, yani 50 cc.’hk tek. Ne var ki, bu gibi lokallerde bardağı evvela buzla doldururlar ve sonra rakıyı, ki fazla görünsün diye.
Şu halde, bize göre özellikle yağlı ve şekerli yiye­cekleri kısarak (azaltarak) haftada bir veya iki akşam alınacak 50 cc.’lik rakının vereceği 125 kalori fazla önemli sayılmaz. Yeter ki mezesiz olsun. Zira, mezelerin verdikleri kalori toplamı rakmmkinden kat kat fazladır. Kuşkusuz, zayıflamayı arzulayan kişinin rakıyı bırakma­sı idealdir. Ancak, daha önce de belirttiğimiz gibi, in­sanları alıştıkları şeylerden tamamen ayırmak uzun sür­meyeceği gibi, tepkileri de olur. Onun için biz geçici kı­sıtlamayı, daha sürekli olmak şartıyla daha kalıcı ve başarılı kabul etmekteyiz. Kuşkusuz bu önerimiz, bir alışkanlık gereği rakıyı bırakamayacaklaradır. Evet, haf­tada 2 gün —50 veya 100— ce.’den fazla olmamak ve ilave mezeler yerine normal yemekle içmeye karşı de­ğiliz.

PAYLAŞ
Kuruyemişler ve Meyveler Konusuna 1 Yorum Yapıldı
  1. mert dedi ki:

    böyle bir sağlık sayfasında sanki doğal birşeymiş gibi rakıdan nasıl bahsedersiniz anlamak mümkün değil.insan sağlığına hiçbir faydası olmayan başta kanser olmak üzere birçok hastalığa davetiye çıkaran böyle bir içeceğe yer vermenizi mevzubahis etmenizi bir doktor olarak kınıyorum …

Sayfa başına git